Makedonya’da nüfus sayımı saygı ve gelecek vaat eder

Makedonya’da nüfus sayımı saygı ve gelecek vaat eder

Nüfus sayımının da asıl amacı budur. Yarına yönelik sağlıklı gelişmeye ışık tutmaktır.
Sayım söz konusu iken, Evliya Çelebi'nin seyahatlerinde düşürdüğü notlara bakılırsa, Balkan ülkelerinde ilk nüfus sayımının Evliya Çelebi tarafından yapıldığı belirtilebilir.

Evliya Çelebi’nin doğumunun 410. yılı bu yıl, UNESCO tarafından 400. yılı sebebiyle 2011 yılı “Evliya Çelebi Yılı” ilan edilmiş, yurt içinde ve dışında, düzenlenen sempozyum, panel, konferans ve sergiler arasında Üsküp’te  “Evliya Çelebi’nin Balkanlar’ı Kongresi” düzenlenmişti. 

Örnek, 1661'de Üsküp seyahati sırasında düşürdüğü notlarında Çelebi, Üsküp'te 
 70 mahalle, 2000 dükkan, 10.060 hane ve birçok imaretin bulunduğunu, evlerinin saray gibi olduğunu, irili-ufaklı 120 cami ve mescid bulunduğunu, şehirde birçok medresenin, 70 mektebin yanı sıra, dokuz adet de Kur’an eğitim merkezinin, yetmiş tekkenin olduğunu,110 adet akarsuyu olan çeşmesi, 200 adet de sebili, evlerde de yaklaşık 1000 adet su kuyusu olduğunu,1000 değirmen bulunduğunu, Üsküp Çarşısı’nda 2150 kâr gir dükkan olup, bunlar kemer ve kubbelerle süslenmiş, Bezzazlar, Kazzazlar, Çadırcılar, Haffaflar, Boyacılar, Abacılar, Takyeciler Çarşısı Üsküp çarşı ve pazarında en süslü, en temiz ve kaldırımları en güzel yerleri olduğunu, her çarşıda sümbül, menekşe, gül, nesrin, reyhan, erguvan, zambak kokuları ile dolu kavanozlar bulunduğunu,Üsküp’te Ermeni, Bulgar, Sırp, Latin ve Yahudi cemaatleri bulunduğunu, onlara ait kiliseler olduğunu; Frenk, Macar ve Avusturya cemaatlerine ait kilise olmadığını, onların ise Sırp ve Bulgar kiliselerinde ayin yaptıklarından bahseder.

Özetlenen bu bilgiler Evliya Çelebi'nin bir şekilde Üsküp'te sayım yaptığını göstermektedir. Öyleki, Balkanlarda ilk nüfus sayımının Çelebi tarafından yapıldığı geçeğini de ortaya çıkarmakatdır.

70'lı yıllarda Sırplara karşı sayısal üstünlük ve daha fazla hak kazanmak amacıyla,  kader, din ve kan kardeşi olduğumuz Arnavutların nüfus sayısının artması için Türk nüfusun büyük bir bölümü 1971 sayımlarında, kendini Arnavut bildirmişti. Kosova'daki Arnavutlarda nüfus artışı oranı yüzde  20'nin üstünde çıkmış, (Boşnakların, hata Romanların payı  vardı)  nüfus artışıyla Avrupa'da birinci olmuştu.

Oysa, Kuzey Makedonya'nın Batısında olduğu gibi, Kosova'da da 1951 yılına kadar  varlığı inkar edildiği için, Türk nüfusu sayısal anlamda  büyük bir darbe yemişti.

Öte yandan söz konusu 1971'de ortaya çıkan sayım sonuçları, Arnavut nüfusuna yönetimde ve her alanda sürekli yeni haklar sağlıyordu. Fakat, öte yandan  "Kara günde dost olanlar" sürekli şekilde,  hem hak hem kan kaybına uğruyordu. 

Sayılara dayalı tanınan bazı hakların alınmasında, sıkıntılar yaşanmaya başladı. Her hak arayışında "sayınız bu kadar, kanun böyle diyor,  fazla bir bir hak verilemez"  açıklamaları 'kırık plak' misali başvurulan her hak arayışında destek olanların karşısına, geçmişte gibi bugün de çıkmaya devam ediyor.   

Bugün Kosova'da tek bir Sırp'in yaşamadığı yerlerde Sırpça resmen kullanılırken, ne yazık ki Türklerin yaşadıkları yerlerde Türkçe yok, Türkçe'ye tepki çok.  

Bu nedenle, bir ülkenin kalkınması için sayımın toplumsal, ekonomik, kültürel önemi tartışılmaz. Bunun bılincinde, doğru ve samimi sayım sonuçları, ülkenin geleceğine  götürecek yolda taşlarını doğru ve hilesiz sırlanmasına yardımcı olacaktır. Ard niyetli yaklaşımların, kısmetinin olamayacağını tarihteki olaylar sürekli şekilde ortaya koymaktadır. Bu nedenle, asıl niyet ülkenin refahı olmalıdır. 
Çok konuşulan 'Ohri çerçevesi' ülkede yaşayan herkesi memnun edecek çerçeve olmalıdır. Yapılmakta olan nüfus sayımında Mevlana'nın  'Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol!' sözüne uyulması durumunda, gerçekçi sonuçlar  siyah-beyaz çerçeveye renk katacaktır.

Sayımlarda, her  vatandaşın ulusal mensubiyetini de hissetiği şekilde ifade edebilmesi, temel insan hakkıdır.  Tek sözle, hesabını bilenin yolu şaşmaz, sayımını yapabilenin hem saygısı  hem geleceği vardır.

Birilerine hizmet, ötekilerine şirin görünmek anlamında kimliğinden vazgeçmemeli insan. Beni olduğum gibi sevemeyen, ona uyduğum da ancak benden nefret edebilir. 
Samimiyet, dostluk ve insanlık  mevsimlik olmaz, daimi kalıcı olmalıdır.

Sayımların, Kuzey Makedonya Cumhuriyetine ve vatandaşlarına hayırlı olmasını diliyorum.

Alman dalgıç Saros Körfezi'ne hayran kaldı
Önceki Alman dalgıç Saros Körfezi'ne hayran kaldı
Gülseven Halı: Avrupa'nın Çeşitli Ülkelerinde Camilere Renk Katıyor
Sonraki Gülseven Halı: Avrupa'nın Çeşitli Ülkelerinde Camilere Renk Katıyor