Türkiye Cumhuriyeti Köln Başkonsolosluğu ev sahipliğinde düzenlenen Cumhuriyet Bayramı resepsiyonu, seçkin davetlilerin katılımıyla gerçekleştirildi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 102. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla Köln Başkonsolosluğu tarafından düzenlenen resepsiyon, yoğun bir katılımla kutlandı.
Maritim Hotel’de gerçekleşen etkinliğe, Kuzey Ren-Vestfalya (KRV) Hükümet Sözcüsü ve Avrupa ile Uluslararası İlişkiler Bakanlığı Müsteşarı Christian Wiermer, Essen Başkonsolosu Taylan Özgür Aydın, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, iş dünyası, sanat, spor ve medya dünyasından birçok seçkin davetli katıldı.
“Türkiye modernleşme ve cesaretin sembolüdür”
Kutlama, Türk ve Alman milli marşlarının okunmasıyla başladı. Ardından kürsüye çıkan KRV Hükümet Sözcüsü Christian Wiermer, iki ülke arasındaki dostane ilişkilere ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesine dikkat çekti.
“Bugün modern, laik ve özgür Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu kutluyoruz,” diyen Wiermer, Mustafa Kemal Atatürk’ün reform ve ilerleme vizyonunun yalnızca Türkiye için değil, Avrupa için de ilham verici olduğunu belirtti.
Wiermer konuşmasında, Türkiye ile Kuzey Ren-Vestfalya arasında uzun yıllara dayanan güçlü bağlara vurgu yaptı: “Yalnızca bu eyalette bir milyondan fazla Türk kökenli insan yaşıyor. Onlar toplumumuzun ayrılmaz bir parçası, ekonomimizin ve kültürümüzün taşıyıcı gücü haline geldiler” dedi.
Ekonomik, bilimsel ve kültürel iş birliklerinin önemine değinen Wiermer, özellikle nitelikli iş gücü ve eğitim alanındaki ortak projelerin iki ülke arasındaki ilişkileri daha da derinleştirdiğini ifade etti.
“Türk toplumu artık misafir değil, ev sahibi”
Türkiye Cumhuriyeti Köln Başkonsolosu Hüseyin Emre Katem Al da, Türk toplumunun Almanya’daki konumuna dikkat çekti.
Cumhuriyet’in 102 yıldır özgürlük, ilerleme ve modernleşmenin sembolü olduğunu belirten Başkonsolos Al, Türk kökenli vatandaşların Almanya’da artık kalıcı bir yer edindiğini vurguladı. “Bir zamanlar misafir işçi olarak gelen kuşakların çocukları ve torunları bugün bu ülkenin ev sahipleri, şekillendiricileri oldular” dedi.
Başkonsolos Al, çok dilliliğin ve kültürel çeşitliliğin bir zenginlik olduğunu vurgulayarak, genç kuşakların yalnızca Türkiye ve Almanya arasında değil, tüm dünyada köprüler kurduğunu söyledi. “Birden fazla dili konuşmak, birden fazla dünyaya açılmak demektir. Bu bir kayıp değil, büyük bir kazançtır,” ifadelerini kullandı.
“Eğitim en önemli anahtar”
Konuşmasının devamında eğitimin ve dijital dönüşüme uyumun önemini vurgulayan Al, Türk toplumunun potansiyelini geliştirmek için hedef odaklı projelere ihtiyaç olduğunu belirtti: “Türk toplumunu güçlendirmek, potansiyelini desteklemek ve sesini daha da sağlamlaştırmak benim için bir gönül meselesidir. Bunun anahtarı eğitimdir, mesleki eğitim, yaşam boyu öğrenme ve teknolojik dönüşümlere uyum sağlama,” dedi.
Başarının güçlü ortaklıklarla mümkün olduğunu vurgulayan Başkonsolos, siyasetten, ekonomiden ve kamu kurumlarından destek beklediklerini belirterek, topluma ilham veren sanatçıları, sporcuları ve medya temsilcilerini de rol model olmaya davet etti.
Müzik köprüleri: Betin Güneş’ten mini konser
Konuşmaların ardından orkestra şefi Betin Güneş yönetimindeki Türk Oda Orkestrası ve Korosu mini bir konser verdi. Doğu ile Batı arasında müzikle köprü kuran performans, davetlilerden büyük alkış aldı.
Programın ardından resepsiyon, ikram ve sohbet eşliğinde devam etti.