Hepimiz derin bir oh çektik

Hepimiz derin bir oh çektik

Avrupa’nın Sesi Gazetesi’nin değerli okurları, elinizde tuttuğunuz gazetemizin manşeti eminim özellikle dikkatinizi çekmiştir. 18 Mart’ta açılışı yapılan 1915 Çanakkale Köprüsü eminim, sizleri de benim kadar heyecanlandırmıştır. Hem birinci sayfamızdaki menşet haberimizde hem de gazetenin göbeği olarak tanımladığımız ortadaki iki sayfada bu muhteşem eserin özelliklerini aktardık. Şimdi gelelim benim için bu köprünün neden bu kadar önemli olduğuna... Burada ben dediğime bakmayın, aslında biz demem lazım. Yani biz Avrupalı Türkler için neden önemli demek daha doğru olur. 

Avrupa’da yaşayan Batı Trakyalı bir kardeşiniz olarak anavatanımız Türkiye ile güçlü gönül bağımı burada sanırım ayrıca izah etmeme gerek yok. Çok sevdiğim Türkiyemizde, ayrı bir ilgi duyduğum, gönül verdiğim bir kentimiz var ki Bursa. Bursa rahmetli büyüklerimizin Batı Trakya’dan sonra kendine yurt edindiği özel bir şehir aynı zamanda. Bursa’da ayrıca çok sayıda hemşerim de yaşıyor. Bu nedenle benim için özel bir önemi var. Türkiye’ye her ziyaretimde mutlaka Bursamıza giderim. Çok değerli belediye başkanımız Alinur Aktaş her zaman beni çok samimi ve sıcak karşılar. 

Batı Trakya’daki Melekli köyümüzden otomobille  yola çıkıp Bursa’ya ulaşmak ise, şimdiye kadar anlattığım olumlu tabloyu adeta bir korku tüneline dönüştürmeye yetiyordu. Normalde, çift şeritli yollarda, seri bir akışla 5-6 saat sürecek yolculuk, Marmara Denizi’nde, Çanakkale Boğazı’nda önemli ölçüde sekteye uğrayabiliyordu. Mesela hava muhalefeti söz konusu olduğunda.... 

Size bu konuda yaşadığımız bir tecrübeyi aktarmak istiyorum. Yine Batı Trakya’daki bir tatilimiz sırasında oğlum Can ile Bursa’yı ziyaret etmeye karar verdik. Sabah aracımızla erkenden yola çıktık. İpsala’dan vatana giriş yaptık. Güzelim yollardan hiç bir sorun yaşamadan Çanakkale’ye kadar neşe içinde geldik. Buradan karşı kıyıya geçebilmek için tek imkan olan arabalı vapurlara binmek gerekiyor. İşte bu noktada sevincimiz de neşemiz de kursağımızda kaldı. Uzun bir araç kuyruğunun sonuna biz de takıldık. Saman çeken kamyonlar adeta tesbih gibi dizilmişti. Saatler geçiyor ancak bir milim ilerleme olmuyordu. Sebebini sorduğumuzda, kamyon yoğnlunun yanı sıra hava muhalefeti olduğu söylendi. Fırtına uyarısı nedeniyle vapurlar tam kapasite işlemiyordu. Biz Can ile o gün orada tam 12 saat vapur bekledik. 12 saatlik işkence... 

Şimdi köprünün açılışının neden beni bu kadar heyecanlandırdığını sanırım anlatabilmişimdir. Sadece beni mi? Elbette, aynı çileyi her izin döneminde çeken Avrupalı Türkleri de... Hepimiz bir ohhh çektik, çok şükür...

Bursa'da
Önceki Bursa'da "2022 Türk Dünyası Kültür Başkenti" resmi açılış programı düzenlendi
Berlin Büyükelçisi Şen, Solingen'deki yangında yaşamını yitirenlerin yakınlarını ziyaret etti
Sonraki Berlin Büyükelçisi Şen, Solingen'deki yangında yaşamını yitirenlerin yakınlarını ziyaret etti