Avrupa'nın Sesi'nin değerli okurları, yeni bir sayı ile sizinle bir kez daha buluşmanın sevincini yaşıyoruz. Mayıs ayı, yazın habercisi olduğu için bende ayrı bir önemi vardır. Yazın habercisi demek aslında yaz tatilinin yaklaştığı anlamına gelir. Benim için yaz tatili demek elbette memleket ve akraba ziyareti demektir. Bu yıl da yazın gelmesiyle birlikte bu çok kutsal olan seyahatimize çıkacağız inşallah.
Henüz yaz tatili gelmeden nerden çıktı bu tatil özlemi diye düşünenler olacaktır... Anlatayım efendim... Benim burda asıl vurgulamak istediğim konu, memleketle olan bağımızın güçlü olması. Bu bağın hep güçlü tutulması. Bunun ilk koşulu da sıla-i rahim, yani memleket ziyaretleri. Memleket ile bağın sıcak tutulması ise özellikle yurt dışında yaşayanlar bizler için hayati öneme sahip bir durum. Çünkü aksi halde köklerimizden uzaklaşırız, kimliğimizi, benliğimizi kaybederiz. Yani beyin ölümümüz gerçekleşir, kalpler atsa da gönüller ölür.
Değerli okurlarımız, memleketimiz ile gönül bağını sıcak tutmak onu mümkün olduğunca sık ziyaret etmekle doğrudan bağlantılı. Ama ne yazik ki aşırı derecede zamlanan akaryakıt fiyatları bir çoğunuzunu da zorluyor onun da farkındayım. Uçak bilet fiyatları arttı. Ukrayna savaşı nedeniyle bu artışın sürmesi de bekleniyor. Özellikle dar gelirli aileler bu yaz ya tatile memleketlerine gidemeyecek ya da yaşadıkları ülkelerde yakın yerlere giderek tatillerini mütevazı koşullarda değerlendirmenin yollarını arayacaklar.
Benim naçizane önerim, yaz tatinde memleketlerine gidemeyecek olanların çocuklarıyla ağırlıklı olarak Türkçe konuşmaları... Çocuklarınızla çok sık vakit geçirin, onları sanal dünyanın ne olduğu belirsiz karanlığı içinde yalnız bırakmayın. Onlarla Türkçe sohbet edin. Güncel konuları tartışın, düşüncelerini sorun. Mutlaka merak ettikleri vardır, size sormalarına fırsat verin. Siz de onlara diliniz döndüğünce cevap verin. Amaç Türkçe konuşmak, amaç Türkçeyi belletip sevdirmek. Amaç memleketle bağı güçlü tutmak. Tüm bu amaçlara ulaşmak için de anadilimiz bir köprüdür.
Avrupa'nın Sesi'nin bir misyonu da işte bu değerli okurlarımız. Avrupa'da Türkçe gazeteler giderek azalırken, biz inatla ve ısrarla yayın hayatımızı sürdürüyoruz. Türkçe bu coğrafyada konuşulduğu sürece de biz olacağız. Ve Türkçemizin duyulmasına, okunmasına, yaşatılmasına, bizden sonraki kuşaklara aktarılmasına bir katkımız olmuşsa, olacaksa bundan da gurur duyacağız.
Türkçe ile yaşayın...
