Avrupa'nın Sesi'nin değerli okurları, 2021 yılının son sayısıyla sizleri selamlarken, şimdiden 2022 yılınızı tebrik ediyorum. İnşallah gelecek yıl sağlık ve mutluluk içinde geçer.
Değerli okurlarımız, Avrupa ve Türkiye'dekiler başta olmak üzere biz Avrupalı Türkleri yakından ilgilendiren en güncel gelişmeleri okuyabileceğiniz gazeteniz bu ay “Batı Trakya Özel Sayfalarımızla” daha zengin ve kapsamlı.
Batı Trakya Türkünün kısılmaya çalışılan sesine kulak vermek, oradan yükselen çığlığı dünya kamuoyunun dikkatine sunabilmek için özellikle bizzat oralara gittim. Ata yadigarı toprakları bir kez daha adım adım dolaştım. Seçilmiş Müftümüz Batı Trakya sevdalısı, sayın İbrahim Şerif hocamla uzun uzun sohbetler ettik. O anlattı, ben yazdım. 12'nci sayfamızda kendisiyle yaptığım özel röportajı okuyabilirsiniz. Yine Batı Trakya'dan çok değerli kanaat önderleriyle, siyasetçilerle, yöneticilerle, sivil toplum örgütlerinin temsilcileriyle bir araya geldim. Onların sizlere, dünyaya söyleyecekleri vardı. Bu sayımızda onların anlattıklarını da okuyabileceksiniz.
Değerli okurlarım, kısa süre önce Almanya'da bir iktidar değişimine tanık olduk. 16 yıllık Angela Merkel dönemi kapandı. 26 Eylül'de yapılan seçimleri kazanan SPD öncülüğündeki Yeşiller ve Hür Demokratlar koalisyonu göreve geldi. Merkel dikkatli ve temkinli bir politikacı olarak Almanya'yı büyük krizlerden korumayı becerdi. Şimdi emekliliğinin tadını çıkaracak.
Yeni iş başı yapan hükümetten ise beklentiler oldukça büyük. Özellikle seçimden önce verdiği vaatleri yerine getirmesi bekleniyor. Özellikle saat ücretlerinin artırılması yönündeki vaatleri dar gelirler tarafından tabiri caizse dört gözle bekleniyor.
Biz Türkler için de vaatleri oldu, özellikle SPD'nin. Yıllardır Türk toplumunun beklentisi olan çifte vatandaşlık meselesinde önemli bir adım atılacağı sinyali geldi. Buna göre Türklere çifte vatanaşlığın önü açılacak. Bu gerçekten heyecan verici bir gelişme. Zira vatandaş olmak son derece önemli. Vatandaşsanız, seçme hakkınız da olur. Seçme hakkınız varsa, siyasileri sizi dikkate alır. Eğer seçemiyorsanız siyasilerin de ilgi odağında olmazsınız. Bu ne yazık kmi acı bir gerçek. Oysa Avrupalı Türklerin buraya sıralamakla tükenmeyecek sorunları var. 60 yıldır biriken sorunlar bunlar. Ve artık onların çözülmesi şart. Onun için de vatandaşlığa geçişler artmalı.
Oysa Türk toplumu bilhassa çifte vatandaşlık hakkının engellenmesi nedeniyle Alman vatanaşlığına son zamanlarda sıcak bakmıyor. Çünkü onlar için, son derece haklı olarak, Türk kimlikleri, öz benliklerinin de bir parçası. Yani biz Alman vatandaşı olmak istiyoruz ancak Türk kimliğimizden ödün vererek olmak istemiyoruz.
Ve en acısı da sadece Türklere çifte vatandaşlık yolunun kapatılmış olması. Bu çok onur kırıcı bir durum.
Şimdi mevcut hükümet bu ayıbı ortadan kaldırır ve hakkı teslim ederse buradaki Türk toplumunun da takdirini kazanır. Ve mutlaka bunun bir siyasi karşılığı da olur. Belki dört yıl sonra çifte vatandaş olan Türk toplumu bu faturanın siyasi bedelini, ilgililere bahşişiyle birlikte öder.
